Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Ramazan(2)

Ramazan ve Oruç / Sebahattin GÖKSU - İl Vaizi

MANİSA-GENEL 12.03.2024 00:00:00 1109 0
Ramazan(2)

 

     Ramazan ayının girmesiyle müminlerin kalbinde çok farklı duygular oluşmaktadır. Tatlı bir telaş ruhlarımızı sarıyor, bambaşka bir heyecanla içimiz ısınıyor. 

   Ramazan ayı yani Oruç ayı geldi, hoş geldi! Ramazan ayı ibadet ayıdır. Aynı zamanda maddî-manevî pek çok güzelliği içerisinde barındırır. 

      Ramazan ayını pek çok isimlendirme ile tarif edebiliriz: Ramazan merhamet ayıdır, rahmet ayıdır, sabır ayıdır, bereket ayıdır, sevgi, huzur ve hoşgörü ayıdır. Ramazan ayı Şifa ayıdır. 

    Ramazan ayında üzerimize farz kılınan oruç insanın üzerinde hem bedenî hem de manevî pek çok etki bırakır. Hz. Peygamber'in muştusuyla öğreniyoruz ki; İnsan hakiki manası ile oruç tuttuğunda fizikî olarak da ruhî olarak da sıhhat bulur. Türk Edebiyatı'nın önde gelen şairlerinden Sezai Karakoç "Samanyolu'nda Ziyafet" adlı eserinde oruçtan şöyle bahseder:

“İşte oruç, külü deşer, betonları kırar, eskiyen dünyayı tazeler, alışkanlıkları elâstikîleştirir, donmalarını önler, içgüdüleri pırıl pırıl yapar, insanı melankoliye düşmekten, yani eşyayla ilgiyi kesmekten korur, kâinatı yeniden yaşanmağa değer bir yer haline getirir, insanı yeni doğmuşçasına yaşamaya hevesli, iştahlı bir yeni insan yapar. ”

 Hiç şüphesiz ki insan yeme ve içmeye iştahlı, şevkli olarak yaratılmıştır. Yeme- içme en ilkel ihtiyaçlar arasında sayılır. Ramazan ayında tuttuğumuz oruçla insan, bu temel ihtiyacını erteler ve kontrol altına alır. İnsan bu manevî sebeple kendi açlık terbiyesini sağlayabiliyorsa şunu da anlar ki; ruhsal ve bedensel arzularını istediği zaman kontrol altında tutabilir. Oruç bir anlamda sabır ve irade eğitimidir.

      Ramazan ayının bir başka yönü de; dünyaya karşı nasıl bir tutum sergilememiz gerektiğini bizlere öğretir. Günümüz insanında dünyanın göz alıcı nimetlerine karşı aşırı düşkünlük ve birini elde ettiğinde diğerine sahip olma isteğini müşahede etmekteyiz. Peygamber Efendimiz de insanın fıtratında olan hep daha fazlasını isteme duygusunu şöyle ifade eder. “İnsanoğlunun bir dere/vadi dolusu altını olsa, bir dere/vadi daha ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Ama Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder.” (Buhârî, Rikak 10; Müslim, Zekât 116-119). Oysa insanın hedefi Rabbinin razı olacağı bir kul olmaktır. Ancak hedefine ulaşmasının önündeki engellerden bir tanesi de dünyevîleşmektir. Dünyevîleşen insan dünya nimetleri ile o kadar meşgul olur ki; gündelik hayatında inandığı değerler gittikçe zayıflar ve sonunda vehn hastalığına yakalanır. Vehn; Peygamberimizin ifadesiyle "Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamak"(Ebu Davud, Melahim, 5) olarak bilinir. 

  Ramazan ayı ve oruç bizlere hem dünyamızı kontrol etme hem de ahiretimizi mamur etmek için birer fırsattır. Oruç ibadetinin dünya ve ahiret kazançları pek çoktur.  Faziletine inanılarak tutulan oruç günahlarımızın bağışlanmasına, Reyyan kapısından cennete girmemize, hem dünyevî hem de uhrevî korunmamıza, nihayetinde cehennem ateşinden korunup Rabbimizin mükafatını, rızasına erişmemize bir vesiledir. Rabbim kalbimizi dünyaya daldırmadan Ramazan'ı en güzel şekilde değerlendirmeyi nasip eylesin. Vesselam.

 

Günün Ayeti:

 

“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” derler. (Bakara Suresi, 2/201)

 

Günün Hadisi :

 

“Kaygısı en büyük insan, dünya ve âhiret işlerine önem veren mümin insandır.” (İbn Mâce, Ticâret, 2)

 

Günün Duası: 

 

“Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için bir sınama konusu yapma. Bizi bağışla ey Rabbimiz! Çünkü kudret ve hikmet sahibi olan ancak sensin.” (Mümtehine, 60/5)

 

Günün Fetvası :

 

Çalışanların iş verimini düşürmesi endişesiyle oruç tutmamaları caiz midir?

 

Ramazan orucu, ergenlik çağına ulaşmış ve akıl sağlığı yerinde her Müslümana farzdır. Mazeretsiz olarak oruç tutmayanlar büyük günah işlemiş olurlar. Zira Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse, Allah’ın tanıdığı bir ruhsat olmadan, Ramazan’da bir gün orucunu tutmazsa, bütün yılın orucu bile o günün yerini tutmaz.” (Ebû Dâvûd, Savm, 38 [2396]; bkz. Buhârî, Savm, 29).

Ailesinin rızkını temin etmek için ağır işlerde çalışmak zorunda olup da oruç tutmaları sağlığına zarar verenlerin o günlerde oruç tutmayıp daha sonra kaza edebilecekleri, kaza etme imkânlarının olmaması durumunda ise her gün için bir fidye vermeleri şeklinde görüşler vardır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/420). Ancak çok ağır olmayan günlük işlerde çalışmak orucu terk için özür sayılmaz. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: “Öyle erkekler vardır ki, onları ne bir ticaret ne bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar.” (en-Nûr, 24/37).


MUHTARLARLA BULUŞAN BALABAN: ‘SORUNLARI ORTAK ÇÖZECEĞİZ’

YUNUSEMRE'DE ÇOCUKLARDAN 23 NİSAN'A ÖZEL FUTBOL RESİTALİ

CHP Manisa örgütünden alternatif kortej yürüyüşü

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı

Maski 2 ton suyu 1 tl. Yaptı

Manisa Gazeteciler Cemiyet’inden ilk kutlama ziyareti Balaban’a oldu

BAŞKAN BALABAN YUNUSEMRE'NİN U16'LARINI AĞIRLADI

Manisalı İrem Öncü'ye Milli Gurur

Anahtar Kelimeler: Ramazan()
  • Cumartesi 25.2 ° / 10.4 ° Güneşli
  • Pazar 22.7 ° / 10.8 ° Güneşli
  • Pazartesi 23.3 ° / 12.5 ° Güneşli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.