Ramazan-25

KADİR GECESİ

M-7 Yüzyılda başta arap yarımadası olmak üzere top yekün insanlık doğru yolu kaybetmiş, üzerine kasvet çökmüş, birbirlerini yiyen canavarlar haline gelmiş ve cehaletin içine düşmüş vaziyette idi. İnsanların birbirlerine olan hakları unutulmuş, ödev bilinç, kaybedilmiş kadınlar alınan satılan bir meta olarak görülerek hiçbir hak tanınmaz duruma düşmüş, kız çocukları diri diri toprağa gömülür halde iken, vicdanlar nasırlaşmış, merhamet, adalet, sevgi, kutsala saygı insani ve dini değerler yüreklerden ve toplumlardan çekilip gitmişti. Mehmet Akif Ersoy’un şiirinde ifade ettiği gibi karanlık bir çağ idi o asır;

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;

Dişsiz mi bir insan bir insan onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zemininin.
Salgındı, bugün  Şarkı yıkan, tefrika derdi.

Rahman ve rahim olan, insanlığa lutfu ve keremi sonsuz olan yüce rabbimiz  M. 610 yılında Mekke-i  Mükerreme’nin Hira dağında böyle bir Ramazan ayının kadir gecesinde evrene topyekün insanlığa Cebrail (a.s )Kuran-ı Kerimi indirerek, Hz Muhammed (s.a.v)’i peygamber göndererek yine lütufta bulunmuştur. Mekke ufuklarından insanlığı aydınlatan son ilahi mesajın ilk ayetleri olan Alak süresinin 1-5 ayetlerini inzal buyuruyordu: “1,2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, İnsanı “alak” dan yarattı. . Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. 4.5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” İnsanlık kaybettiği medeniyeti; Allah Kainat ve İnsan arasındaki anlamlı ilişkiyi, okumayı yazmayı, evrenin sırları üzerinde tefekkür ederek Rabbini bilmeyi, tanımayı, O’nun adına yeryüzünü imar etme ödevini yükleniyor, Kur’anı Kerimin öğrencisi ve öğreticisi olmaya çağrılıyordu. 
Bakara suresinin 185. ayetin’de Allahü Teala Kur’an-ı Kerimin rehberliğinin Ramazan ayında gerçekleştirdiğini belirterek Ramazan ayının diğer aylara nisbetle daha faziletli olduğunu belirterek şöyle buyuruyor; “(O sayılı günlerdir) insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an-ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.” Rabbimizin bizlere ve kıyamete kadar gelecek tüm insanlığa bir lütfu idi; yer yüzüne vahy-i ilahisi ile son müdahalesi. Nitekim Al-i İmran Suresi 164. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır; “Andolsun, Allah müminleri kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.” Hira Nur mağarasında Hz. Peygamber (s.a.v.)’e verilen risalet görevi, indirilen Kur’an-ı Kerim Allah’ın insanlığa bir lütfu idi. Allah sonsuz rahmeti ile tecelli ediyor, alemleri Hz. Peygamber (s..a.v.)’in bizleri şöylece tanıtıyor: “( Ey Muhammed!) Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” İlahi rahmet böylece Kadir gecesinde tecelli ediyordu. Kadrini,şerefini, üstünlüğünü Kur’andan alan bir geceydi kadir gecesi.
Kur’an’ın indiridiği; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonuda cehenndemden kurtuluş ayı olan Ramazan ayında gizlenmiş bir geceydi Kadir Gecesi. Allah’ın “es-selam” ismiyle tecelli ettiği yaklaşık bir ay boyunca gece gündüz müminlerin tilavet ettiği, dinlediği kur’an’ı Kerim’in feyzini, bereketini; meleklerin bölük bölük yer yüzüne inişiyle bütünleştiği muhteşem bir gecedir Kadir gecesi. Kadir gecesi Rabbimizin affıyla, Kur’an-ın  nuru ile buluştuğumuz bir vuslat gecesidir. Kadir gecesi, Rabbimizin müstakil bir sure indirerek, bizlere bizzat tanıttığı ağırlık gecesidir. Ağır, mübarek bir gecedir. Rabbimiz  Kadir suresinde şöyle buyuruyor;  “1. Şüphesi biz onu Kur’an-ı Kadir gecesinde indirdik. 2.Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! 3. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. 4. Melekler ve ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner 5. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. 
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kadir gecesine eriştiği zaman Allah’a nasıl dua edileceğine ilişkin Hz. Aişe (r.a) şöyle buyurmuştur; “ Allah’ım! Sen çok affedicisin affetmeyi seversin beni bağışla!” diye dua et buyurmuştur. (Tirmizi, “Davut,84; İbn Mace, “ Dua”,5.) Bir başka hadislerinde de; “Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibadet ve taatle geçiren kimsenin- kul hakkı hariç- geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, “Teravih”,2; Müslim, “Salat”,25”  buyurarak bizleri bu şekilde müjdelemektedir.  
Bu gecenin kıymetini bilen ve onu ihya etmek isteyen her mümin; yaratılış gayesi olan kulluk bilinci içerisinde olarak; öncelikle Kur’an’a ve Kur’an’ı Kerim-in kendisine indirildiği, onu en güzel bir şekilde anlayıp, tebliğ eden, tebyin ve tefsir buyuran, Kur’an’ın yaşama uygulanış şeklini bizlere takdim eden Hz. Peygamber(s.a.v.)’e tam bir yönelişle yönelmelidir. Bu gece Kur’an ve sünnetle aramıza giren ne kadar engel varsa onları aradan kaldırarak, Kur’an-a ve sünnete can gözlerimizle bakarak, tefekkürle dolu olarak dillerimizle  O’nu tilavet ederek, aklımızla onu anlamaya çalışarak, varlığımızla, bedenimizle onu yaşamaya çalışarak Kur’an insanı, Kur’an toplumu haline gelerek Kur’an ve sünnetin sahih algısını, bilgisini hayata egemen kılarak bir diriliş gecesi kılabiliriz Kadir gecesini. 
Hacı Bayram’ı Veli’nin bir şiirinde ufuk açıcı yol gösterciliğini benimseyerek, ruhumuzu,gönlümüzü, zihnimizi, şehrimizi, ülkemizi ve evrenimizi Kur’an ve Sünnetle ihya etme, inşa seferberliğine yönelebilirsek; işte o zaman Kadir gecesinin kadrini ,şerefini ve yüceliğini taşıyabiliriz. Millet olarak biz bu istidadı taşımaktayız. Kadir gecesi doğan kızlarımıza “Kadriye” erkek çocuklarımıza ise “Kadir” ismin vererek Kadir gecesini hayatımızın merkezine taşımış bir milletiz elhamdülillah.

“Nagehan ol şara vardım ol şarı yapılır gördüm
 Ben dahibile yapıldım taş u toprak aresinde”
Günün Ayeti

Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece melekler ve ruh, rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar. O gece tan yeri ağarıncaya kadar esenlik doludur.

Günün Duası

Rabibimiz, bizlere , aile bireylerimize,c iğerpare evlatlarımıza, nesillerimize Kur’an-ın rahmet iksiri, sünneti seniyyenin ab’ı Hayatı ile , Bayrami neşve ile şahsiyetimizi toplumumuza, insanlığı inşa ederek yeniden manevi, kültürel ve medeniyetimiz tüm cephelerinde yapılanma etkinliğine girerek, Kur’an ve Sünnetin diriliş erleri, erenleri, kadir bilir ve kadri yüksek kamil kullarından olabilmeyi nasip eylesin.

Günün Fetvası

Kadir Gecesi Nasıl Dua Edilmeli?

Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (s.a.s)'e:
"- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. Rasûlüllah (s.a.s):
"- Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî: Allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu (Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI, 314).