Bugün, 3 Mayıs 2024 Cuma

Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-25

0

MANİSA -MEDYA 26.04.2022 12:00:50 3016 0
Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-25

Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası
Hazırlayan: Sebahattin GÖKSU / İl Vaizi



26.04.2022 Salı (25 Ramazan 1443)

Günün Ayeti:

'Elif-lâm-râ. Bu, rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır.' (İbrahim, 14/1)

Günün Hadisi:

'Allah, yarattıklarına daima yumuşak davranır ve yumuşak davranılmasını sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.'  (Ebû Dâvud, 'Edeb', 11)

Günün Duası:   

'Allah'ım! Senden; dünya ve ahirette afiyet dilerim.' (Ebû Dâvud, 'Edeb', 110)


Günün Makalesi:

NEBEVİ MİRAS: HER CAN İÇİN MERHAMET / Ahmet KIZMAZ / Kırkağaç İlçe Vaizi
            İslam dini getirmiş olduğu evrensel hukuk ve ahlak prensipleriyle her dönem toplumlara hitap etmiştir. İçerisinde bulundurduğu erdemli davranışlar ile insanı kötü düşüncelerden soyutlayıp erdemli bir birey haline getirmek için mücadele etmiştir. Bu mücadelenin mihenk taşını hayatı ile bizlere örnek olan peygamberimiz ve rehberimiz olan hz. Muhammed (s.a.v) oluşturmaktadır. Kuran-ı Kerim’in ifadesiyle yüce Allah Ahzab süresi 21. Ayetinde “Andolsun ki Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnektir.” buyurarak peygamberimizin hayatını kendimize örnek almamızı istemektedir. O kuranı hayatında yaşayarak her yönüyle ümmetine örnek olmuştur. Efendimizin örnek davranışlarından biri olan merhamet duygusu  onun bizlere bırakmış olduğu bir nebevi mirastır.
            Merhamet: insanı kendilerine ve başkalarına iyilik ve yardım etmeye yönlendiren acıma duygusudur. Yüce Allah rahman ve rahimdir. Kullarına bolca rahmet eden ve kullarına rahmet nazarıyla bakandır. Kuran-ı Kerim’in bir çok ayetinde merhametin kelime olarak kökü olan rahmet kelimesini müştaklarıyla beraber birçok ayette görüyoruz. Mesela bir işe başlarken çektiğimiz besmelede bile Allah’ın rahman ve rahim sıfatlarıyla biz işlerimize başlıyoruz.
            Nebevi miras olarak merhamet örnekleri Hz. Muhammed’in hayatında bolca karşımıza çıkmaktadır. Burada bu örneklerden sadece bir kaçını zikretmek istiyorum. Mesela bir hadislerinde “ Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı duymayan bizden değildir” ( Tirmizi, birr, 5) buyurarak güçlünün güçsüze yapacağı haksızlığı önlemiştir.
            Peygamber efendimiz ailesine karşıda çok merhametli idi. Bir hadisi şeriflerinde “sizin en hayırlınız,ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanım.” buyurarak ailemize karşı merhametli olunması konusunda bizleri uyarmaktadır. Maalesef günümüzde insanoğlu merhamet erdemini kuşanmak yerine vicdansızlık ile hareket ettiği için aile de bile şiddet olayları ile karşı karşıya kalıyoruz. Bir insanın şiddete hiçbir zaman meyletmemesi gerekir. Hele ki karşısında muhatap bir aile bireyi ise aklının ucundan bile geçirmemesi gerekir. Nebevi mirastan uzaklaşan modern çağ insanı içinde bulunduğu zor, stresli ve bunalım dolu hayatında çıkışı şiddette görmekte ve bunun sonucunda bir çok canlar yanmakta ve aileler yıkılmaktadır. Bize düşen nebevi miras olan merhameti tekrardan canlandırıp karşılaştığımız problemlere nebevi çözümler üretmektir.
            Peygamber efendimiz bütün canlılara merhamet ederdi. Bir hadislerinde sahibi aç bıraktığı için peygamber efendimize şikayete gelen devenin sahibine “ bu dilsiz varlıklar hakkında Allah'dan kork”  buyurarak adamı ikaz etmiş ve karşımızdaki hayvan dahi olsa merhametsizce davranmanın doğru olmadığını bizlere göstermiştir. Bugün hayvanlara yapılan merhamet dışı davranışlar aslında bizim efendimizin sünnetinden ne kadar da uzaklaştığımızı açıkça göstermektedir.
            Sonuç olarak diyebiliriz ki bizler efendimizin her davranışını örnek almamız gerekir. İnsanı insan yapan özelliklerden biri olan merhamet duygusunu kalplerimize tekrardan yerleştirmeli ve bizlere Hz. Muhammed’in mirası olan merhameti gelecek nesillere aynı şekilde miras bırakarak  silsileler halinde nesiller boyu bu erdemli davranışı devam ettirmemiz gerekmektedir. Modernleşen dünyada kurumaya yüz tutmuş merhamet duygusunu tamamen kaybetmeden onu sağlam bir şekilde köklerini efendimizin mirasından alarak tekrardan canlandırmak bizim görevimizdir. Merhametin hakim olduğu, zulmün olmadığı bir dünya istiyoruz.

  
Günün Fetvası:
Borcunu vaktinde ödemeyen kişiye takdir edilen malî tazminatı almak caiz midir?
Ödeme imkânı olduğu hâlde zamanında borcunu ödemeyen borçlu, manen sorumlu olur ve ahiret azabını hak eder. Bu konuda Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Zengin kişinin borcunu ödemeyi uzatması zulümdür.” (Buhârî, Havâlât, 1)İslam Hukuku açısından ise; kişinin zimmetinde bir borç sabit olur ve onu ödemeye yanaşmazsa, bu kişi yetkili makamlar tarafından ödemeye zorlanabilir. Fakihler bu tür bir cezanın uygulanmasını, Hz. Peygamberin (s.a.s.) konuyla ilgili hadislerine dayandırmışlardır (Bkz. Buhârî, İstikrâz, 13). Borçlunun borcunu geciktirmesi nedeniyle -paranın değer kaybetmesi gibi bir sebeple- alacaklı zarara uğrarsa borçluya sadece enflasyon oranında zarar tazmin ettirilir. Ancak borçlunun malî sıkıntı içinde olduğunu ispat etmesi halinde yetkili makamlar borcunu ödeyebilmesi için kendisine belli bir süre tanır. Bu durum ise, alacaklının yasal hakkını istemesine engel teşkil etmez (Mevsılî, el-İhtiyâr, II, 221).



Esma-ü’l-Hüsna:

Mâcid: Şânı ve kadri büyük; kerem ve cömertliği bol demektir.Allah Teâlâ, yardımı, ihsânı bol olandır. O’nun kullarına olan kerem ve cömertliği ifâdeye sığmaz, ölçüye gelmez. Bir taraftan kullarını iyi işler yapmaya muvaffak kılar; öbür taraftan onları güzel sıfatlara sahip olduklarından över.

Vâhid: Bir olan, tek olan; zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde asla ortağı, dengi ve benzeri bulunmayan demektir.Allah Teâlâ, tektir, bölünüp parçalara ayrılmaz. Benzeri yoktur. Allah’ın bir olması sayı bakımından değildir, büyüklük ve yücelik açısındandır. O, bölünmesi ve artması mümkün olmayan tek bir varlıktır.
Ehad:“Bir, yegâne, bir tek” anlamına gelen ahadın, vahd (الوحد) veya vahde (الوحدة) kökünden türetilen vahad kelimesindeki vav harfinin hemzeye çevrilmesiyle ortaya çıkmış bir isim olduğu kabul edilir. Aynı kökten türemiş olan vâhid de aynı veya yakın anlamda olmak üzere Allah’ın isimleri arasında yer alır.
 Vâhid ve ahad kavramları Allah hakkında kullanıldığında, “bölünmesi (tecezzî, inkısâm) ve sayısının artması (tekessür) mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” mânasını ifade eder. Buradaki birlik, herhangi bir sayı dizisinin ilk basamağı anlamında değildir; Allah’ın cüzlerden teşekkül eden birleşik (mürekkeb) bir varlık olmadığı, benzeri ve dengi bulunmadığı mânasını taşır.

Ramazan Sözlüğü:

Ahîlik:
 
'Ahî' kelimesi Arapça olup 'kardeşim' anlamına gelmektedir. Ancak bu kelimenin Türkçe'deki cömert anlamındaki akı kelimesinden türetildiği de ileri sürülmektedir. Anadolu'da ahiliğin kurucusu olarak bilinen Ahi Evran (ö. 1262), İran'ın Hay şehrinde doğan Şeyh Nasirüddin Mahmûd'dur. Ahiliğin prensipleri temelde Kur'ân ve sünnete dayanmaktadır.

Ahîlik dinî, ahlâkî kurallarla iktisadî kuralları birleştiren ve sosyal bir yapıya kavuşturan bir teşkilattır. Bu teşkilatın Anadolu'da kurulmasında fütüvvet teşkilatının rolü büyüktür. Türkler, İslâm'ı kabul etmeleri ve Anadolu'ya yerleşmelerinden itibaren fütüvvet ülküsünü benimsemişler ve kendilerine özgü cömertlik, yiğitlik ve kahramanlık özellikleriyle süslemişlerdir. Bu teşkilatın fütüvvetnâme adı verilen bir nizamnâmesi vardı. Teşkilata girecek gençler bu kurallara uymak zorundaydı ve kendilerinde doğruluk, güven, tevazu, vefa, cömertlik gibi nitelikler aranırdı. Yalan, içki, zina, hile, gıybet gibi davranışlar meslekten atılmayı gerektiren suçlardı. Ahîlik, 'iş ahlâkına sahip nitelikli kişi, ancak kaliteli mal ve hizmet üretebilir' gerçeğini yakalayıp uygulamada ortaya koymuştur. Anadolu'da özellikle XIII. yüzyılda devlet otoritesinin oldukça zayıfladığı bir dönemde şehir hayatında sadece iktisadî değil, siyasî bakımdan da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kıssadan Hisse:

Akıllı Hâkim

Zamanın birinde pazarda gezerken para dolu kesesini düşüren tüccar, kesesini kaybettiğini, parasını bulup getirene yüz altın hediye edeceğini herkese duyurur. Keseyi bulan marangoz, içindeki altınları sayar, tam sekiz yüz altın vardır. Çarşıya iner “Keseyi kaybeden tüccar kim ise gelip beni bulsun, kesesi bende.” diye esnafa haber verir. Tüccar büyük bir sevinçle marangozun atölyesine gider. Yanında da esnaftan birkaç kişi… Kesesini alır, altınları sayar. Sonra marangoza beş altın uzatır ve “Bu beş altını sana hediye ediyorum. Çünkü vadettiğim yüz altını zaten almışsın. Kesede tam dokuz yüz altın vardı.” der. Marangoz kıpkırmızı olur hiddetinden.

-Nasıl söyleyebilirsin bana bunu! Ben bir altın bile almadım bulduğum paradan. Namuslu bir adamım ben…

Tüccar sözünde ayak direyince mahkemeye düşerler. Hâkim, tüccara dokuz yüz altın kaybettiğine yemin etmesini teklif eder. Tüccar:

-“Hay hay” diyerek yemin eder. Hâkim bu sefer marangoza “Sen de sekiz yüz altından fazla para bulmadığına dair yemin edebilir misin?” der. Marangoz “Tabii” deyip yemin eder. Hâkim kararını şöyle açıklar:

-İkinizin de doğru söylediğine inanıyorum. Kesede sekiz yüz altın olduğuna göre, tüccar sen keseni aramaya devam et. Marangoz sen de sekiz yüz altın kaybeden bir adam ortaya çıkıncaya kadar keseyi sakla.

Böylece hak yerini bulur. Sözünü tutmayan, açgözlü tüccar bütün parasından olur.






 

MUHTARLARLA BULUŞAN BALABAN: ‘SORUNLARI ORTAK ÇÖZECEĞİZ’

YUNUSEMRE'DE ÇOCUKLARDAN 23 NİSAN'A ÖZEL FUTBOL RESİTALİ

CHP Manisa örgütünden alternatif kortej yürüyüşü

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı

Maski 2 ton suyu 1 tl. Yaptı

Manisa Gazeteciler Cemiyet’inden ilk kutlama ziyareti Balaban’a oldu

BAŞKAN BALABAN YUNUSEMRE'NİN U16'LARINI AĞIRLADI

Manisalı İrem Öncü'ye Milli Gurur

  • Cuma 25 ° / 12.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 18.2 ° / 12.2 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 20.1 ° / 10.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.