Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-19

0

MANİSA -MEDYA 20.04.2022 00:10:29 3192 0
Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası-19

Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası
Hazırlayan: Sebahattin GÖKSU / İl Vaizi



20.04.2022 Çarşamba (19 Ramazan 1443)

Günün Ayeti:

“Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.” Ali İmran, 3/19


Günün Hadisi:

 Hz. Peygamber “Din samimiyettir.” buyurdu. Biz “Kime karşı?” diye sorduk. Bunun üzerine o, “Allah’a, kitabına, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara (karşı samimi olmaktır).” buyurdu. (Müslim, Îmân, 95; Ebû Dâvûd, Edeb, 59)

 Günün Duası: 

' Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl. ' (Tirmizî (Deavât 124))

Günün Makalesi:

DİJİTAL ÇAĞ VE DİN İSTİSMARI / İsmail KESKİN /Akhisar Uzman Vaizi
        Avrupa’da sanayi devriminden sonra büyük teknolojik gelişmeler oldu. Bu teknolojik gelişmeler son yirmi yıldır dijital bir çağın oluşması ile zirveye çıktı. Dijital çağ, yediden yetmişe her birimizin hayatına dokundu, alışkanlıklarını yerinden etti, yeniden yapılandırdı ve bilgiyle kurduğu ilişkinin biçimini değiştirdi. Gittikçe daha çok dijitalleşen bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bilim insanları bu yeni durumu anlamaya, yorumlamaya, bir zemine oturtmaya çalışıyor. Fakat bireysel ve toplumsal alışkanlıklarımızı değişip dönüştüren, büyük ölçüde konforlu hâle getiren dijital çağ birtakım açmazları da beraberinde getirdi. Şu var ki maruz kaldığı etkiler değişse de insan değişmiyor. Onun arayışları, ihtiyaçları, zaafları her zaman yerli yerinde duruyor. Bu açıdan, dindarlık ve maneviyat ihtiyacı insanoğlunda dün olduğu gibi bugün de yerini korumakta, gerçeklik algısının zedelendiği sanal çağda önemini daha da artırmaktadır. Bir yerde doğal bir ihtiyaç hâsıl olduğunda orada o ihtiyacın istismarcıları ve pazarlamacıları da ortaya çıkmaktadır.
          Dijital dünyanın en büyük zararlarından biri, kötülüklerin örgütlenmesine ve istismara zemin hazırlayan bir boyutunun olmasıdır. Söz konusu durumu fırsata dönüştürmek isteyen terör ve suç örgütleri, menfur emellerini gerçekleştirmek için bilhassa sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanarak destek ve insan kaynağı devşirmektedir. Nitekim 15 Temmuz 2016’da gerçek yüzünü bütün çıplaklığıyla gördüğümüz ihanet yapılanması FETÖ, bu alanı son derece aktif kullanarak kendini yıllarca gizleyebilmiştir. Bu alanda yaptıkları yayın ve faaliyetlerle kavramlarımızı ve değerlerimizi istismar etmiş ve özellikle gençlerin inanç, duygu ve zihin dünyalarını ifsat etmiştir. Ne yazık ki bunun gibi birçok istismar örgütü ve illegal yapı, bugün yasal ve hukuki kanallar üzerinden yapılan bütün engellemelere rağmen küresel bir platform olan sosyal medya üzerinden kara propaganda ve tezvîrâtlarla toplumları ifsat etmeye devam etmektedir. Bu da göstermektedir ki dijital dünyanın tehlikelerine karşı bireysel, toplumsal ve kurumsal bazda dikkatli ve tedbirli olmak önemli bir sorumluluktur.
         Diğer yandan ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının ve gençlerinin tasavvur, istikamet ve istikballeri, büyük ölçüde dijital dünyanın aktörleri tarafından şekillendirilmektedir. Dolayısıyla insanımızın internet kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir. Bu çerçevede çocuklarımızın ve gençlerimizin, dijital teknolojiyi bilinçli ve sorumlu kullanmalarını temin edecek imkânlar ve araçlar geliştirmek elzemdir. Bu minvalde sanal âlemin meşruiyet çerçevesini ve ahlak ilkelerini belirleyerek neslimizin ve tüm insanlığın bir bilinmezlik içerisinde kaybolmasını önleyecek çalışmalar yapılmalıdır.
           Bu anlamda, İslam akaidini ve varlık, âlem ve hayat tasavvurunu, çağın getirdiği şart ve algılara uygun bir yöntemle tüm dünyaya yeniden izah etmeliyiz. Teknolojik keşifleri, yenilikleri ve dijital dünyanın tüm gerçekliklerini dikkate alarak aileden topluma, ticaretten teknolojiye, sağlıktan sanata, spordan eğlenceye varıncaya kadar her alanda İslam düşüncesini ve fıkhını inşa etmeliyiz. Hem gerçek, hem de sanal dünyada iyiliğin egemen olması için gayret etmeliyiz. Çocuklarımızı din istismarcılarının eline bırakmamalıyız. Bunu da ancak onlara daha çok vakit ayırarak sağlayabiliriz.



Günün Fetvası:  


 “Ahir Zaman” ne demektir, biz ahir zamanda mı yaşıyoruz?

“Ahir zaman”, dünya hayatının kıyamet kopmadan önceki son dilimi anlamında kullanılan bir kavramdır. İslam inancına göre, âlemin başlangıcı olduğu gibi sonu da vardır. Ancak bu sonun ne zaman gerçekleşeceğini bilmek insanın bilgisi dışındadır. İnsanın ömrü gibi âlemin ömrünü belirleme hususundaki bilgi Cenab-ı Hakk’a aittir. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle dile getirilmektedir: “Kıyametin ne zaman kopacağını sana sorarlar. De ki: Onun bilgisi sadece Rabbimin nezdindedir. Onun vaktini kendisinden başka kimse açıklayamaz ...” (A’raf, 7/187); “Kıyametin ne zaman kopacağını bilmek, ancak Allah’a aittir.” (Lokmân, 31/34) Diğer taraftan Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sonra elçi gönderilmeyeceği için ona “ahir zaman peygamberi”, ümmetine de “ahir zaman ümmeti” denmiştir. Bu anlamda biz ahir zamanda yaşamaktayız.


Esma-ü’l-Hüsna:

Hakem; hükmeden, hakkı yerine getiren; hüküm yetkisi kendisine ait olan; son hükmü verecek olan demektir. Allah Teâlâ, hâkimdir. Her şeyin hükmünü O verir. Verdiği hükmü tamamiyle yerine getirir. O’nun hükmünü engelleyecek, bozacak, değiştirecek, geri bıraktıracak hiç kimse yoktur. Kıyâmet gününde Allah Teâlâ hükmünü verecek, adâlet tam olarak gerçekleşecek ve herkes hak ettiğinin karşılığını tam olarak alacaktır. Hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır.

Vedûd: Sözlükte “sevmek, muhabbet etmek” anlamındaki vüdd kökünden türemiş mübalağa bildiren bir sıfat olan vedûd “çok seven, çok sevilen” demektir. Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” mânasına gelir. Allah Teâlâ, sâlih kullarını sever, sâlih kulları da Allah’ı sever. Sâlih kullarından râzıdır. Allah yaratılmış bütün varlıkların hayrını ister. Bu nedenle onlara ihsân ve ikrâmlarda bulunur. Sevilmeye en çok lâyık olan da O’dur. Her mü’minin hedefi Allah dostluğunu kazanabilmek olmalıdır. Bunun için her türlü fedakârlığa katlanmalıdır.

Mecîd: Sözlükte “asil, şerefli ve seçkin olmak” anlamındaki mecd (mecâde) kökünden türeyen mecîd “asil, şerefli, cömert olan” demektir. Aynı kökten türeyen mâcid de bu mânaya gelmekle birlikte sıfat-ı müşebbehe olan mecîdin daha zengin içerikli olduğu kabul edilir. Mecîd ve bununla birlikte esmâ-i hüsnâ listesinde yer alan mâcid Allah’a nisbet edildiğinde “yetkinliğin karşıtı olan her türlü nitelikten münezzeh, lutuf ve ikramı bol” anlamına gelir.Allah Teâlâ, her türlü eksikliklerden yücedir. Şânı büyüktür. Lütuf ve keremi çoktur. Her türlü övgüye lâyıktır. Affı, ihsânı, rahmeti ve yardımı sonsuzdur. Nimetleri saymakla bitmez.

Ramazan Sözlüğü:

Berzah:  Sözlükte “iki şey arasındaki engel, perde ve ayırıcı sınır” demektir. Dinî ıstılahtaki karşılığı ise, “ölümden sonra başlayan ve mahşerdeki dirilişe kadar devam edecek olan kabir hayatı”dır. “Onların önlerinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.” (Mü’minûn, 23/100) âyetinde de geçen “Berzah” ile kastedilen budur. Buna göre ölen herkes berzah âlemine girecektir.

E5 GLOBAL TRADE'İN TANITIM YÜZÜ KİM OLDU?

Hizmet-İş Sendikası’ndan Manisa’da Basın Açıklaması

YUNUSEMRE'NİN U17'LERİ TÜRKİYE ŞAMPİYONASI'NA HAZIR

Manisa’nın Eski Milletvekili İsmail Bilen Kalp Krizi Sonucu Hayatını Kaybetti

Manisa 45 Spor Kulübü Judocularından Türkiye Şampiyonası’nda Önemli Başarı

Şampiyon Minik Hentbolcular, Kupayla Ferdi Zeyrek’in Kabrini Ziyaret Etti

Sıcak Havalarda Sağlığınızı Korumak İçin 9 Altın Tavsiye

Yekta Özcan’ın Sünneti Kardeşlik Şölenine Dönüştü

  • Salı 37.3 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 40.4 ° / 16.8 ° Güneşli
  • Perşembe 40.8 ° / 18.1 ° Güneşli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.