Manisa İl Müftülüğü 2022 Ramazan Sayfası Hazırlayan: Sebahattin GÖKSU / İl Vaizi
19.04.2022 Salı (18 Ramazan 1443)
Günün Ayeti:
“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebût, 29/45.)
Günün Hadisi:
– “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbîler:
– O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular.”( Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 1044)
Günün Duası:
“Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur. Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla.” (İbrâhim, 14/40-41.)
Günün Makalesi:
Kulluğun Nişanesi Namaz / Fatma Büşra ADALAR / Demirci ADRB İlçe Vaizi Zihinlerimizde ibadet kavramı söz konusu olduğunda kuşkusuz ilk akla gelebilecek ibadet NAMAZ’dır. Bunu ayet-i kerimelerdeki ve hadis-i şeriflerdeki namaz vurgusuna baktığımızda çok rahat anlayabiliriz. Namaz, bütün peygamberlerin Allah’a yönelişinin en somut göstergesidir. Peygamber Efendimize,“Şüphesiz benim namazım da, kurbanım da, hayatım da ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” demesi emredildiği gibi, Hz. İbrâhim de,“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle.”diye dua etmişti. Hz. İsmâil,“Halkına namazı ve zekâtı emretmişti.”Lokman,“Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl.”diye tavsiyede bulunmuştu. Allah, Hz. Musa’ya,“Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.”diye emretmiş, İsrâiloğulları’ndan namaz kılma sözünü almıştı. Hz. Zekeriya mabette namaz kılmış, Hz. Meryem Rabbine ibadet etmek, secdeye kapanmak ve O’nun huzurunda eğilenlerle beraber eğilmek ile emrolunmuş,Hz. İsa da,“Nerede olursam olayım yaşadığım sürece Allah bana namazı emretti.”demişti. Kur’ân-ı Kerîm, namazın belirlenen âdâb içerisinde, huşû ve sorumluluk bilinciyle ve aksatmadan eda edilmesi gereken bir ibadet olduğunu birçok yerde vurgulamaktadır. Âyetlerde namaz anlamındaki “salât” ile eksiksiz ve devamlı olarak yerine getirme mânâsındaki “ikâme” kelimeleri yan yana kullanılarak namazın, vaktinde, eksiksiz bir biçimde, şartlarına riayet edilerek, dosdoğru ve özenle kılınması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de kendilerinden övgüyle bahsedilen müminlerin özellikleri sıralanırken, onların “namazlarında huşû içinde olduklarının”, “namazlarını muhafaza ettiklerinin” ve “namazlarına devam ettiklerinin” altı ısrarla çizilir. Diğer taraftan namazı ciddiye almayıp ondan uzaklaşan, onu gösteriş için kılanve kılarken de tembellik yapan kimseler yerilir. Namaz, sadece Allah ile kul arasındaki ilişki biçimi olmakla kalmaz, aynı zamanda insanı olumsuz davranışlardan ve her türlü kötülükten de uzaklaştırır. Nitekim Kur’an’da Yüce Allah, “Gerçekten namaz, kişiyi hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” buyurarak bunu ifade etmektedir. Ayrıca kulun, günün belli vakitlerinde Allah’ın huzuruna çıktığını düşünmesi, kulu O’nun rızasına uygun davranışlar sergilemeye sevk etmekte, böylece namaz bu yönüyle kötülüklere engel olmaktadır. “İnsan çok hırslı ve sabırsız yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır, ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır, ancak namaz kılanlar müstesna.” âyetleri de namazın insana kazandırdığı ahlâkî değerlere ve olgunluğa işaret etmektedir. Çünkü namaz, insanın ruhunu her türlü mânevî kirden arındırır. Nitekim bir gün Allah Resûlü (sav), “Birinizin kapısı önünde günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, o kimsede kir namına bir şeyin kalabileceğini düşünebilir misiniz?” diye sorar. Sahâbe, “Hiç kir kalmaz.” şeklinde cevap verir. Bunun üzerine Peygamberimiz, “İşte beş vakit namaz da böyledir, Allah bu namazlarla günahları yok eder.” buyurur. Namazın Müslüman üzerindeki bir etkisi de, günün beş ayrı vaktindeyerine getirilmesi dolayısıyla insanın zamanı kollamasını sağlayarak hayatını belli bir programa sokmasıdır. Kişiyi irade terbiyesine sevk eden namaz, bizleri tembellikten, başıboşluktan uzak tutup hayatımızı tanzim eder. Uykumuzun en kıymetli yerinde sabah namazına uyanabilmek, erken kalkmanın da bir anahtarıdır. Sabah namazına uyanabilme planı ile erken yatmak da aynı şekilde bir ibadettir. Zira imtihan olarak gönderilmiş olduğumuz şu dünya zemininde vaktimizin kısacık bir anını bile değersizleştirdiğimizde hesabın çetin olacağında şüphe yoktur. Namazı hakikatine vakıf olarak kılan kişi, vakti verene karşı vefa göstermiş, maddi manevi tüm işlerinde de aynı rikkat içerisinde davranmış olur. Mübarek iklimlerde olduğumuz şu günlerimizde Peygamber Efendimiz(sav)’in ‘’gözümün nuru’’ olarak nitelendirdiği namaza gerçek anlamda değer verenlerden olabilmek en büyük hedeflerimizden olmalı. ‘’Mü’minin miracı’’ olarak tanımlanan namazın bizlerin de mi’racı olması duasıyla..
Günün Fetvası:
Sabah namazı imsak vaktinin girmesiyle kılınabilir mi? Sabah namazının vakti, tan yerinin ağarması demek olan ikinci fecrin doğmasından başlayarak güneşin doğmasına kadar devam eder. Buna göre imsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdıkın oluşması, yani tan yerinin ağarmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de, “Artık (Ramazan gecelerinde) eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Şafağın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/187) buyrulmaktadır. İmsak ile birlikte sabah namazının vakti girdiğine göre bu vakitte sabah namazı kılınabilir. Bununla birlikte, konuyla ilgili bazı rivayetlere dayanan Hanefîler, biraz geciktirilerek (isfar vaktinde) kılınmasını daha uygun (müstehab) bulmuşlardır (İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 227; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 29-30; Zeylaî, Tebyîn, I, 82) Nitekim Peygamber Efendimiz de bunu tavsiye etmiştir (Tirmizî, Salât, 5). Sabah namazının vakti, güneşin doğmasına kadar devam eder. Zira Cebrail’in Hz. Peygambere (s.a.s.) imamlık ettiğine ilişkin hadise göre Cebrail sabah namazını birinci günde tan yeri ağardığında, ikinci günde de ortalık aydınlanıp güneş doğmasına yakın bir vakitte kıldırmış ve “Bu iki vaktin arası, senin ve senin ümmetin için sabah namazının vaktidir.” (Tirmizî, Salât, 1; Nesâî, Mevâkit, 5,9; Muvatta, Vükût, 3) demiştir.
Esma-ü’l-Hüsna:
Rakîb; Her şeyi gözetleyip denetleyen; kontrol eden demektir. Allah Teâlâ, yaratıklarından bir an bile gâfil değildir. Kim ne yaparsa onu görür ve bilir. Hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. Bütün varlıklar üzerinde gözcüdür, gözetleyicidir. Bütün işler O’nun denetimi ve gözetimi altında meydana gelmektedir. O, bütün olan bitenlere şahittir. Herkese yaptığının karşılığını verir. Mucîb; Kendine yalvaranların isteklerini veren; kullarının dileklerine ve dualarına karşılık veren demektir.Allah Teâlâ, kullarına, onlardan daha yakındır. Kendine yalvaranları işitir, bilir ve onların isteklerini verir. İnsanın duâya şiddetle ihtiyacı vardır. Duâ, bir bakıma ibâdettir. Duâdan mahrum kalmamak lazımdır. Vâsi': Sözlükte “bir nesne bir şeye geniş gelmek, onu içine alıp kapsamak; güç yetirmek” anlamlarındaki se‘a (si‘a) kökünden türeyen vâsi‘ “bir şeyi içine alacak şekilde geniş olan; güç yetiren” demektir. Terim olarak “ilmi, rahmeti ve kudreti her şeyi kuşatan” diye tanımlanabilir. Lugat âlimleri kelimenin kökünden hareketle vâsi‘ ismine “her türlü isteğe karşı ihsan ve lutufkârlığı yeterli olan, ilmi her şeyi kuşatan, rızkı bütün yaratılmışlara yayılan ve rahmeti her şeyi kapsayan” mânası vermişlerdir (Lisânü’l-ʿArab, “vsʿ” md.; Kāmus Tercümesi, III, 447-448).
Ramazan Sözlüğü:
Salat: Namaz demektir. Çoğulu 'Salâvat'dır. Bir de 'Salât', Peygamber efendimize şu şekilde yapılan dua manasına da gelmektedir. 'Allahümme salli ve selim alâ seyyidina Muhammedin ve alâ ali seyyidina Muhammed' Anlamı: 'Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e ve onun ailesine selamet ve rahmet ihsan buyur.' Bu salat ve selamdan maksad, Peygamber efendimizin hem dünyada, hem de ahirette her türlü ikrama kavuşmasını istemekten ve bu vesile ile kendisine olan bağlılığımızı ve saygımızı göstermekten ibarettir.